SORUMSUZLUĞA BİR ÖRNEK DAHA
Yine Marmara Üniversitesi Öğrencileri için düzenlediğimiz kamptayız.
Üniversite öğrencilerinin deniz zamanı. Bir problem olmasın, kaza olmasın diye ben başlarındayım.
Düşünebiliyor musunuz. Üniversite öğrencileri, üstelik spor akademisi öğrencileri. Yine de başlarındayız, çünkü onlardan sorumluyuz.
Çanakkale izcilerinin mahalli kampındaki yüz kusur öğrenci liderleriyle beraber denize geldiler.
Ben üniversitelileri bırakıp onları izlemeye başladım. Hepsi birden denize girdiler ama aralarında lider yoktu.
Bir ara çocuklardan biri dipten yüzmeye kalktı. Ona şaka yapmaya çalışan arkadaşı da sırtına basıp ayağa kalktı.
Dipteki çocuk artık boğulmak üzere idi. Arkadaşı sıkılmış olacak ki sırtından iniverdi. Bu iniş diptekinin hala yaşamasına sebep oldu.
Liderlerini aradım. Sahilden içerde, bir yüksekçe yere çıkmış üç tanesini yan yana gördüm.Yanlarına gittim. İşte aramızdaki konuşma.
“Hocam, izcilerin içinde emniyet sağlayan bir lider göremedim.”
“Biz buradan bakıyoruz ya.”
“Badi sistemi, emniyet falan almadınız mı?”
“Biz buradan bakıyoz dedik ya.”
“İyi ama hocam önünüzde 170 çocuk var siz ise üç gözsünüz hangisini görüyorsunuz?”
“Onlara tembih ettik, açılmıyorlar, biz de rahatız.”
“Hocam deniz faaliyetlerinde çocuklar açıkta boğulmazlar, dizlerine kadar olan suda boğulurlar, (Az önceki olayı anlatarak) bakın çocuk az daha boğuluyordu.”
Hiçbir tepki vermediler, hiç kıpırdamadılar.
Yanlarından ayrılırken, Çocuklarını sokakta bulmuş gibi önüne gelene teslim edip kamplara yollayan velilere kızıyordum.
|